LAZER EPİLASYON NEDİR?

Lazer epilasyon teknolojinin getirdiği yeni epilasyon yöntemlerinden birisidir. Lazer epilasyon , istenmeyen tüylerin lazer enerjisi kullanarak kalıcı ve sağlıklı olarak yok edilmesidir. Lazer ışığı, bildiğimiz ışıktan farklı olarak ışığın tek dalga boyunda düz bir demet halinde yayılmasıdır. Milisaniyelik atışlarla cilde uygulana lazer ışını, kıla renginin veren melonin pigmenti tarafından emilir ve çevre dokuya zarar vermeden seçici olarak kıl köküne yoğunlaşır. Kıl kökünde ısı oluşturur ve kıl kökünü tahrip eder.

LAZER EPİLASYON KİMLERE UYGULANIR?

Lazer epilasyon 12 yaşından büyük kıl ve cilt yapısı uygun olan herkese uygulanabilir. Bu uygulamaların FDA onayı almış cihazlarla yapılması önemlidir. Lazer epilasyonda sonuç alma seans sayısı kişiden kişiye göre değişiklik gösterebiliyor. Genel olarak 1. Seans ve aralıkları vücut bölgesinde 2 ayda bir 4 -6 seans, yüz bölgesinde ayda bir 6 -12 seans olmak üzere değişir. Lazer epilasyon doğru uygulandığında herhangi bir zararı yoktur. Güvenli ve etkili epilasyon için cilt rengi, kıl rengi kalınlığı ve yoğunluğu dikkate alınmalıdır.

NERELERDE LAZER EPİLASYON YAPTIRILABİLİR?

Lazer epilasyon merkezi seçerken güvenilirliği ve bu merkezin sağlık kuruluşu olması zorunludur. Ayrıca kullanılan cihazlar, bunların ten tipine uygunluğu hijyen v.b etkenler yoksa olumsuz sonuçlar görülmesi kaçınılmazdır. Çok önemlidir. Lazer epilasyon uzun yıllardır uygulanan bir epilasyon yöntemidir. Tüm dünyada güvenirliliği konusunda şüphe kalmamıştır. Gelişen teknoloji ile beraber sonuçlardaki başarısı da artmıştır.

KİMLERE LAZER EPİLASYON UYGULANMAZ?

Lazer epilasyon tamamen beyaz tüylere sahip kişilerde, hamilelerde, sedef hastalığı gibi deri hastalıkları olanlarda, bazı önemli yan etkileri bulunan sivilce ilacı gibi ilaçlar kullananlarda, sistemik izotretinoin kullananlarda, kalp pili olanlarda, ayva tüyü olanlarda ve epilepsi hastalarında önerilmiyor. Bu gibi durumlarda mutlaka bir uzmana danışın.

LAZER EPİLASYONDA BUNLARA DİKKAT!

Uygulamadan sonra en az 3 ay güneşten korunun ve 30 veya daha yüksek faktör güneş koruyucusu kullanın. Bölgeyi nemlendirici kremler ile nemli tutun.

Uygulamadan sonra 24 saat sıcak su değdirmeyin.

24 saat içinde ağrı ya da şişme olursa yumuşak beze sarılı buz uygulayın.

Gerektiğinde ağrı kesici kullanabilirsiniz.

Uygulamadan sonra 48 saat bölgeyi tıraş etmeyin.

Bölgede kabuklanma olursa el sürmeyin.

Ağda tüy dökücü kremler kullanmayın.

Bölgeye nazik davranın ve kaşımayın. Keseleme gibi tahriş edici işlemlere maruz bırakmayın.

Ateş ya da iltihap gibi enfeksiyon bulgusu varsa mutlaka işlem yapan kişiyi arayın.

Yüz epilasyonları sonrasında 24 saat fondöten, allık gibi cildi kapatan ürünler kullanmayın.

1-2 aylık aralıklarla ortalama 6-8 seans arasında, yüzde ise 10-12 seans arasında sonuç veren lazer epilasyon, alanın genişliğine bağlı olarak tedavi birkaç dakikadan birkaç saate kadar çıkabiliyor.

Yeni cihazlarla bu süre 30 dakikaya kadar inebiliyor.

Uygulama sonrasında 2-3 günde içinde tüyler kendiliğinden dökülmeye başlıyor

Lazer epilasyonun uzman hekimler kontrolünde yapılması önemli.

Güvenli ve etkin şekilde olması için kıl ve cilt tipine göre değerlerin doğru belirlenmesi; cilt rengi, kıl yoğunluğu, kıl rengi ve kalınlığına bakılarak, doğru cihaz ve enerji tespit edilmesi gerekiyor.


DERMAROLLER NEDİR?

Dermaroller, cilde mikro kanallar açan, dönen bir silindir üzerinde bulunan minik iğneciklerden oluşan bir mekanizmadır. Cildi uyarmak için kullanılır. Açılan kanalcıklardan deri altına verilmek istenen etken maddelerin daha çok ulaşması sağlanır.

Yaşlanan, lekelenen, çatlayan, kırışan, fonksiyonları yavaşlamış deri üzerinde onu uyarmak ve kendi kendisini onarmasını tetiklemek için kullanılır.

Doktorların kullandığı dermaroller’ler daha derine inen (2 mm) iğnelerden oluşur. Ev kullanımı veya estetisyenler için olan dermaroller’ler daha kısa iğnecikler içerir. (0,5 mm)

Cildi uyardığı için ve ardından sürülen kozmetikleri serumları deri çok hızlı ve derine emdiğinden, kullanılan serumların etkisini ikiye katlayan bir sistem diyebiliriz. Sağlıklı hücreler, lif üretimi, Hyalüronik asit üretimi artıyor, cilt aydınlanıp, geriliyor.

Nerelerde kullanılır?

Yüzde, ellerde, dekoltede, selülitli bölgelerde, çatlaklarda kullanılır. Roller yapıldıktan sonra deriye sürülen ürün çok daha derine emildiği için selülit kremlerinden maksimum fayda sağlanır..

Yüzde uygulandığında minik bir tahriş oluşturulduğundan, vücut orayı onarmak için derhal yeni hücre oluşumunu başlatır. Dolayısıyla antiaging ürünleri dermaroller ile kullanırsanız çok daha keskin düzelmeler görür ve kısa sürede sonuç alırsınız.

Nasıl kullanılır?

Uygulamayı evde yapabilirsiniz…

Çukurların gitmesi için dermaroller uygulamasını seçtiyseniz şunu unutmayın ki “derin çalışılması” gerekir ve siz değil, bir hekimin uygulaması daha sağlıklı olacaktır.

Dermaroller her zaman yüzü antibakteriel bir temizleyiciyle temizledikten sonra uygulanır. Deride ürünün alt tabakaya geçeceği binlerce minik kanal açılacağı için cildin çok iyi temizlenerek başlanması şarttır. Bastırmadan, silindiri yüzeyde yatay ve dikey olarak gezdirirsiniz. Kızarma olabilir ama kanama olmamalıdır!

Ne kadar süre kullanılır?

Dermaroller kür olarak uygulanır. Sık kullanılması deride tahriş yaratır ve hırpalar. Hijyen çok önemlidir. Haftada bir kez uygulayarak 4 seanslık kür ile başlayabilirsiniz.

On beş gün ara vererek 5 nci seansı yapabilir, on beş gün ara vererek altıncı seansı yapabilirsiniz. Sonrasında da ayda bir kez uygulayarak derinin sağlıklı yapısını devam ettirebilirsiniz.

Ne kadar sıklıkla yapılacağına doktorunuz yaşınıza, derinin ihtiyacına ve yapısına bakarak karar verecektir. Haftada bir kez uygulanarak altı seans yapılmasına, sonrasında da on beş günde bir uygulanmasına doktor karar verebilir.

Uyguladıktan sonra bakım?

Hafif kızaracaktır elbet. Dermaroller yaptıktan sonra mutlaka ürün sürülmeli. Amaç zaten cildin uyarılması ve yenilenmeye hızla başlamasıdır. O halde, derinizde “sorun” ne ise ona göre ürün sürülmesi gerekiyor.

  • Antiaging etki için vitamin ve sıkılaştırıcı aminoasit içerikli ürünler kullanın.
  • Çatlak alanda gerginliğini yitirmiş derinin yeniden elastikiyetini kazanması için kolajen ve aminoasit içeren ürünler sürün.
  • Selülitli bölge ise dermaroller uyguladığınız alan, kafein içerikli ürünler kullanın.
  • En az 1 saat sonra nemlendiricinizi uygulayın.
  • Dermaroller sonrası lütfen mümkünse güneşe çıkmayın. Çıkacaksanız da nemlendiricinizden sonra mutlaka yüksek SPFli bir güneş koruyucu kullanmayı unutmayın.

Yüzünüzün yaşlanmasında doğal şartların ve alışkanlıkların etkisi oldukça fazla. Sivilceler, yaralanmalar, yaşın ilerlemesi ve güneş ışınları doğal etkiler arasında sayılabilirken, içki ve sigara ise alışkanlık sınıfı içerisine giriyor. Özellikle sigaranın damarları daraltma etkisi nedeniyle yüzde tahriş ve belirgin kurumalar ortaya çıkıyor; sonuç olarak daha yaşlılık etkileri artış gösteriyor. Yüz kaslarınızı sadece konuşurken ve gülerken sınırlı şekilde kullandığımızı düşünecek olursak yüz germe işlemini ikinci seanstan itibaren etkisini yavaş yavaş göstermeye başlaması şaşırtıcı değildir. Problemin derecesine göre haftada 3 kez olmak üzere toplam 10-15 seans uygulanan yüz liftingi 30 yaşından itibaren tüm bayanlara uygulanabilir. Bu yöntemde herhangi bir cerrahi müdahale olmadığı için, deri altına herhangi bir madde enjekte edilmediği ve kimyasal hiçbir işlem yapılmadığı için kesinlikle hiç bir risk taşımaz. 

Yüz Liftingi Uygulamasında Amaç;

  • Hücre yenilenmesini teşvik etmek
  • Cildin yaşlılık nedenlerine karşı koymak
  • Hücre savunmasını artırmak
  • Hücre yenilenmesini artırmak
  • Cildin kolajen yapısını korumak
  • Lenf sistemini uyarmak
  • Kırışıklıkları görünür şekilde azaltmak
  • Cilt metabolizmasını hızlandırmak
  • Cildin gerginlik ve esnekliğini artırmak
  • Cilde canlılık sağlamaktır.

Vücut Liftingi – HİFU

Yaşlanma belirtileri ile mücadele için cerrahi olmayan bir tedavi arıyorsanız kendinizi daha fazla yormayın. Sarkmış cilt rahatsızlıklar en yeni HİFU ultrason teknolojisi kullanılarak tedavi edilir. HİFU, yüksek odaklı ultrason enerjisini temsil eder. Cerrahi olmayan, klinik olarak kanıtlanmış en yeni teknolojidir. Vücudun şekillendirilmesi ve sıkılaştırılması için harika bir tedavi seçeneğidir.

HİFU tedavisi derinin derin yapısal katmanlarını hedeflemek için ultrason enerjisi kullanır. Bu vücudun doğal iyileşme tepkisini uyandırır ve yeni kollajen ve elastinin oluşumuna neden olur. Genel olarak yaşlanmanın belirtilerini azaltarak size taze, daha genç bir görünüm kazandırır.

HİFU tedavisi gevşek cildi sıkılaştırma, kaldırma ve tonlama için cerrahi olmayan bir teknolojidir ve selülit görünümünü de iyileştirir. Vücudunuzun şeklini iyileştirmek ve yaşlanmanın işaretlerini ortadan kaldırmak isterseniz, HİFU tedavisi aradığınızı size verecektir.

HİFU tedavisi, özellikle aşağıdaki alanlar için sıkılaştırma, kaldırma ve tonlama için etkili olmayan bir seçenektir;

  • Meme görünümünü geliştirme
  • Selülit
  • Kol sarkması
  • Karın bölgesi
  • Dizler
  • Bacaklar

Sonunda size daha dolgun ve daha doğal göğüsler sunmak için tasarlanmış cerrahi dışı göğüs iyileştirme tedavisine artık sahip olabilirsiniz. Bu ağrısız prosedür ani sonuçlar doğurabilir. Ameliyatın aksine, meme dikleştirme tedavisi, vücudunuzun dolgunluğunu güvenli ve doğal bir şekilde arttırmak için tasarlanmıştır ve kesintisiz bir şekilde cerrahi bir meme dikleştirme seçeneği sunmaktadır.

HİFU tedavisinin sonuçları 1 seneden daha uzun sürebilmektedir. Ancak bu genellikle kişiden kişiye göre değişir.

Cilt çatlağı neden oluşur?

Lazerle Çatlak Tedavisi Genelde ciltde çatlağın vücudun değişik bölgelerinde kilo artışı nedeniyle, derinin alt dokularında yoğun ve sürekli gerilme sonucu ortaya çıkmaktadırlar. Derinin gerilmesi derideki bazı hücrelerden kimyasal maddelerin ortaya çıkmasını tetiklemektedir. Bunun sonucu olarak alt derideki kollajen ve elastik lifler zarar görmektedir.

Cilt çatlağı ne zaman görülür?

Hamile bayanlarda karın ve göğüslerde, vücut geliştirme çalışanların omuzlarında, ergenlik çağında ani gelişen vücut bölgelerinde ve aşırı kilo alanlarda oluşabilmektedir. Ayrıca uzun süreli ağız yoluyla veya sürerek kortizon kullanımı ve vücutta fazla kortizon üretilmesine neden olan Cushing hastalığında deri çatlakları gelişmektedir.

Cilt çatlağı en çok kimlerde ortaya çıkar?

Cilt çatlağı kadınlarda daha çok ortaya çıkmaktadır. Hamile bayanların %90 ’ında, ergenlik çağında genç kızların %70 ‘inde, ergenlik çağında özellikle spor yapan genç erkeklerin %40 ‘ında deri çatlağı görülebilmektedir. Cilt çatlaması daha çok ergenlik çağındakileri, hamile bayanları ve böbreküstü bezleri fazla çalışanları etkilemektedir.

Cilt çatlamaları nasıl gözükür?

Erken cilt çatlağı pembe renkli ve kaşıntılı, çizgi şeklinde ciltte kabarıklık şeklinde ortaya çıkar. Zamanla cilt çatlağı beyazlaşır ve deriden çökük hale gelir. Değişik uzunlukta ve 1-10 mm genişlikte olabilir. Bazı çatlaklar zamanla hafifler ve kaybolabilir.

Cilt çatlamasında vücudun en çok hangi bölgesi etkilenir?

Hamilelerde karın ve göğüsler etkilenir. Ergenlik çağında, erkeklerde koltuk altı, uyluk bölgesi ve kuyruk sokumu, kızlarda kalça ve göğüsler etkilenir. Ancak vücudun değişik bölgelerinde diz arkası, üst kol gibi görülebilir. Uzun süreli kortizon kullanımında, cilt çatlağı daha derin, geniş ve yaygın şekilde ortaya çıkabilmektedir.

Cilt çatlak tedavisinde hangi kremler kullanılır?

Çatlak tedavisinde etkili olduğu bilinen ve maddeler ciltte kollajen ve elastini arttırarak etkili olabilir. Özellikle A vitamini içeren kremler düzenli olarak 3-6 ay kullanıldığında oldukça etkili bulunmuştur. Bu kremlerin cildi tahriş edebilmesi nedeniyle gün aşırı veya haftanın belli günleri kullanılması gerekebilir. A vitaminli kremler dışında C vitaminli, meyve asitli, peptidli, büyüme faktörlü, kök hücreli ve antioksidanlı kremler de denenebilir.

Cilt çatlak tedavisinde hangi lazerler kullanılır?

Cilt çatlağında lazer, ışık ve radyofrekans tedavileri oldukça etkilidir. Özellikle fraksiyonel lazer ve fraksiyonel radyofrekans en etkili tedavileri sağlar.

Fraksiyonel lazer ve radyofrekans ile çatlak tedavisi nasıl yapılır?

Bu tedaviler 3-6 hafta ara ile en az 4-6 seans yapılmalıdır. Alınan yanıta göre tedavi seansları artırılabilir.

Fraksiyonel lazer ve radyofrekans ile çatlak tedavisinden sonra ciltteki belirtiler nelerdir?

İşlemlerden sonra uygulanan cihaza ve bölgeye göre deride 1-10 gün süren kızarıklık ve kabuklanma olabilir. Cilt çatlağında uygulanan ve etkili olduğu belirtilen lazer ve ışık sistemleri uygulanırken, esmer tenli kişilerde deride lekeler kalabileceği için dikkatli olunmalıdır. Fraksiyonel radyofrekans ile her ten rengine uygulama yapılabilir.

Cilt yenileme yoluyla çatlak tedavisi yapan yöntemler nelerdir?

Cildi yenileyen PRP- kök hücre, mezolift, dermaroller, mikrodermabrazyon ve kimyasal peeling gibi yöntemler kollajen ve elastini arttırdıkları için çatlak tedavisinde kullanılabilir. Bu tedaviler lazer-ışık-radyofrekans tedavileriyle birlikte veya dönüşümlü kullanılarak çok daha başarılı sonuçlar alınabilir. Genel olarak yan etkisi olmayan yöntemlerdir.

Biodermogenesi Cihazı

Biodermogenesi Cihazı

Bi-One 2.0 MD® | Cihazı ile uygulanan yeni nesil Biodermogenesi® MD Yöntemi İtalyan hükümeti tarafından inovasyon ödüllü bir cihazdır. 10’a yakın üniversitede tamamlanan ve devam etmekte olan bilimsel çalışmaları vardır. Birden fazla ve CME Akreditasyonu olan Anti Aging ve Medikal Estetik Master Programlarında öğretilmeye başlanan Biodermogenesi® ‘nin endikasyon alanları sürekli gelişmektedir. Amacı başlangıçta sadece çatlakların tedavisi iken günümüzde çok farklı alanlarda kullanılmaktadır.

Tedavi Alanları

  • Cilt Çatlakları Tedavisi
  • Selülit Tedavisi
  • Anti-Aging Uygulaması
  • Sıkılaştırma ve Germe
  • Göğüs Kaldırma ve Toparlama
  • Popo Kaldırma ve Toparlama
  • Yanık ve Skarlar
  • Sedef Hastalığı
  • Estetik Jinekoloji
  • Androloji

BİODERMOGENESİ YÖNTEMİ – Bi-One 2.0 MD CİHAZI

Biodermogenesi yöntemi Bi-One®2.0 MD elektromanyetik alan, elektrostimülasyon ve vakum teknolojilerini kombine kullanan bir platformdur. Aşağıda belirtilen kullanım alanlarında dikkat çekici etki ve sonuçlar göstermektedir:

  • Çatlakların rejenerasyonu
  • Tüm vücut için tonlama (sıkılaşma, germe ve doku artışı) (göğüsler ve genital bölgeler dahil)
  • Yüz, boyun, dekolte, ön kollar ve eller için anti-aging tedavisi. (istenildiği takdirde tüm vücut bölgelerinde aynı amaçla uygulanabilir )
  • Selülit tedavisi
  • Yanık skarların rejenerasyonu
  • Post cerrahi skarların rejenerasyonu
  • Vajinal estetik rejüvenasyon ve fonksiyonel rejenerasyonu
  • Androloji estetik rejüvenasyon ve fonksiyonel rejenerasyonu

Biodermogenesi Yöntemi İlk Olarak Çatlak Tedavisindeki Yüksek Başarı Oranıyla Tanınmıştır

Biodermogenesi® yöntemi çatlakların yaş veya özellikten bağımsız olarak hassas bir şekilde iyileştirilmesini sağlamaya yönelik tek yöntemdir. Bilimsel deneyler bizlere, ince çizgilerin kenarlarının şimdiye dek bu estetik problem için önerilen diğer hiçbir metodun sonuç elde edemediği bir şekilde, doldurularak yenilenebildiğini göstermiştir.

Biodermogenesi® yöntemi, etkinliği ince çizgilerin, çatlakların gerçek anlamda düzeltilebileceğini uzun süreli istikrarlı sonuçlarla ortaya koyan akademik çalışmalar aracılığıyla da kanıtlanmış olan tek metottur. İyileşme kesinliği ayrıca, Bi-One® cihazıyla yapılan çatlak tedavisinin, cildin dengesini bu estetik sorunun ortaya çıkışından önceki şekli gibi yenilediğini de gösteren ve çok sayıda araştırmacı tarafından sürdürülen düzinelerce biyopsi ve ultrason aracılığıyla da kanıtlanmıştır. Biodermogenesi® yöntemi günümüzde bu tür tedavilere cevap veren de tek metottur ve gerçekte diğer hiçbir çatlak tedavisinin kolajen, elastin ve çatlak kenarındaki hücrelerle neo melanosit üretiminde artış sağladığına dair kanıt yoktur.

Çatlaklarda azalma, genellikle ilk seanstan itibaren göze çarparak, uygulama sonrasında, kendisini çevreleyen deriyle aynı düzeye yaklaşıncaya kadar da artarak devam eder.

Ayrıca dünyada ilk defa Bi-One® cihazı ile cilt pigmentasyonunun protagonisti olan melanini etkinleştiren ültraviyole tarafından harekete geçirilen elementleri oluşturan neo-melanjenezi fenomenini kullanma özelliği sayesinde çatlakları bronzlaştıran da tek yöntemdir.

Biodermogenesi Yöntemi Çatlak Tedavisinden Çok Daha Fazlasını Yapmaktadır. Bio-Rejenerasyon Özelliği Sayesinde Yeni Tedaviler Sürekli Olarak Geliştirilmektedir.

Aşağıdaki çalışmalar, Bi-One®’nin vücudu ve göğüsleri şekillendirici ve yüz için yaşlanma karşıtı özelliklerinin etkisini de kanıtlamıştır. Bilimsel deney, 2000’den fazla hasta üzerinde hiçbir yan etkiye neden olunmaksızın sürdürülmüştür. Ayrıca bu yenilikçi metot, hiçbir kısıtlama içermemesi nedeniyle hastalar tarafından da kabul görmüştür, örneğin, tedaviden hemen sonra güneşlenilebilir, streç giysiler giyilebilir ve duş alınabilir, spor ve yaşamdaki diğer tüm etkinlikler gerçekleştirilebilir.

Biodermogenesi® yöntemi, Bi-One® adı verilen bir cihaz yardımıyla uygulanmaktadır. Halihazırda bu cihazın çok aşamalı ve seanslar gerektiren eski versiyonu Bi-One® ile daha geliştirilmiş az aşamalı ve seanslar gerektiren, 2 kat güçlü ve eklenen tedavi protokollerine sahip yeni versiyonu Bi-One 2.0 MD® olmak üzere iki modeli bulunmaktadır. Her iki model de aynı sonucu garantilemektedir.

Biodermogenesi® yöntemi, eksiksiz olarak uygulanması gereken hassas bir operasyon prosedürüne sahiptir. Bu prosedür, 2000’in üzerinde hastada sürdürülen ve üniversitelerle bağımsız araştırmacılar tarafından belgelenen bir vaka çalışmasına istinaden beş üniversite profesörünün desteğiyle yerine getirilmektedir. Söz konusu protokoller, çatlakların giderilmesini garanti etmektedir

Biodermogenesi® yöntemi ile yapılan çatlak tedavisi, hazırlık süresi de dahil olmak üzere 30-40 dakika veya daha az sürer.

Bİ-ONE® 2.0 MD ile Yapılan Diğer Tedaviler

Bi-One®’nin vücut, göğüs şekillendirme ve yaşlanma karşıtı tedaviye yönelik yüksek etkisi kanıtlanmıştır. Ayrıca üniversiteler tarafından yürütülen deneyler de iki tür tedavinin önemli sonuçlarını belgelendirmemizi de sağlamıştır.

Cilt Anti-Aging ve Kırışıklık Tedavisi

2016 Yılında Prof. A. Artigiani, Dr. S. Cianchi ve Dr. S. Laura tarafından gerçekleştirilen bilimsel çalışmada Biodermogenesi Yönteminin ” Cilt Yaşlanmasına Karşı Rejeneratif Yeni Bir Tedavi “ olduğunu göstermektedir.

Profesör Artigiani’nin yönetiminde yaşları 50 ila 71 arasında değişen hastalar üzerinde sürdürülen çalışma, 6 – 8 hafta süreyle haftada 1 seans olarak uygulanan tedaviden önemli sonuçlar elde edildiğini ortaya koymuştur. Profesör Artigiani, elde edilen gözle görülür estetik sonuçlara ek olarak, yanaklar, alın ve çene ve görünür sebumdaki cilt tedavisinin biyolojik yaşı ile pH üretimi ve cilt nemlenme düzeyini ölçerek belgelendirmiştir.

Başlangıçta hastalarda tespit edilen aşırı sebum üretimi (+%14), yüksek pH ortalaması (7,1) ve standartlara göre düşük nemlenmenin (-%28) altı çizilmiştir. 8 seans Bi-One® tedavisinden sonra testleri sebum %4 oranında azalarak pH optimum değere (6,48) geri dönmüş ve nemlenme de %37 oranında artarak mükemmel bir cildin standart değerlerini de ötesine geçmiştir.

Bi-One® ile yapılan toplu yüz bakımı yaklaşık 30 dakika sürer. Bi-One® etkisini azaltmamak için tedaviden sonra hiçbir kozmetik ürün kullanılmamalı, masaj veya yüz maskesi uygulanmamalıdır. Yüz ve boyun tedavisi için vücut bakımında kullanılandan farklı iki özel el cihazı kullanılmaktadır.

Vücut Şekillendirme – Sıkılaştırma ve Germe – Selülit Tedavisi – Popo Lifting – Göğüs Lifting

İlk olarak Profesör Bacci ve daha sonra da Pisa Üniversitesi Dermatoloji Fakültesi tarafından yapılan biyopsiler, dermiste, vücut ve meme sıkılığının önemli oranda artışıyla karakterize olup, vücudu uyum içerisinde sıkılaştırıp, şekillendiren elastik lif varlığını da ortaya koymuştur.

Vücut şekillendirme, selülit tedavisi, sıkılaştırma ve germede son derece etkilidir. Kolajen ve elastin artışı cildi sıkılaştırır, gerer ve toparlar. Bu sayede vücut daha şekilli bir hal alır.

Selülit tedavisinde son derece yüz güldürücü sonuçlar sağlar. Selülit dokusundaki fibrotik lifleri parçalayarak cilt üzerindeki baskısı giderilir cilt düzleşir. Ayrıca selütli bölgelerde dolaşım bozukluğu giderilirek iyileşme süreci hızlandırılır.

Yanık, Skarlar ve Dermatolojik Uygulamalar

2017 yılında PubMed’de yayınlanan”Hypertrophic Scar treatment with the association of monopolar capacitive radiofrequency, electrostimulation and negative pressure: an invivo human experimental study” adlı bilimsel araştırmanın sonucuna göre Biodermogenesi Yöntemi ile Hipertrofik skar üzerinde yapılan çalışmada ‘hipertrofik skarların negatif basınç ile birlikte düşük yoğunluklu elektro-manyetik ve elektrik stimülasyonu ile kombine sıralı lokal tedavisiyle skar kollajen ve elastik lif ağlarının yeniden modellenmesi üzerinde olumlu sinerjik etki görüldüğü. Üç farklı iyi bilinen fiziksel enerjinin etkilerinin amplifikasyonu herhangi bir yan etki olmaksızın elde edildiği bildirilmiştir.’

Yanık ve hipertrofik skar dokularında kollajen ve elastik liflerin rejenerasyonu ve yeniden yapılandırılması sağlanmakta, fibrotik yapı parçalanarak çözülmektedir. Skar dokusu düzleşme ve sağlıklı cilt dokusuna benzer şekilde yumuşar. Estetik görünümündeki iyileşme haricinde işlevsel açısından da iyileşmeler gözlemlenir. Örneğin yanık skar dokusundan kaynaklanan kronik kas gerginliği ve ağrıları giderilmekte, skar dokusu yumuşayıp daha elastik yapı kazanarak hareket kabiliyeti artmaktadır. Skar dokusu sağlıklı cilt dokusuna eşit veya yakın görünüm kazanır.

Hipotrofik skarlarda kollajen ve elastin artışı sayesinde doku artışı sağlanır ve skarların içi dolarak düzleşir. Skar dokusu sağlıklı cilt dokusuna eşit veya yakın görünüm kazanır.

Ameliyat sonrası gelişen skarlarda son derece etkilidir. Açık kalp, karın germe gibi ameliyatlar sonrası gelişen skarlarda, Ampute edilmiş uzuvlarda başarılı şekilde uygulanır.

Jinekoloji ve Estetik Jinekoloji

28 Nisan 2017 tarihinde Barselona Üniversitesinde, Estetik ve Fonksiyonel Jinekoloji Master Programında, Dr Lucia Penna ve Dr Simona Laura Biodermogenesi Yöntemi ile Vajinal Rejüvenasyon hakkındaki bilimsel çalışmalarının ön sunumunu yapmışlardır.

Yaşları 50 – 65 arasında değişen hastalar üzerinde yapılan çalışmada son derece ilginç ve başarılı sonuçlar alındığı belgelenmiştir. Başlıcaları:

  • Labia Majora ve Labia Minora dokusunda hacimsel ve yoğunluk artışı
  • Vajen kuruluğunun giderilmesi
  • Vajinal elastisitesinde artış (sıkılaşma)
  • Alt abdomen ve pubis bölgesinde daha tonlu bir cilt
  • Hastaların kendilerini daha iyi hissetmelerinde artış
  • Estetik görünümde net gelişim

Uygulama yaptıran kişiler hem estetik açısından hem fonksiyonel açısından hayat kalitelerinin arttığını belirtmektedirler. Tamamen ağrısız, yan etkisiz ve cinsel perhiz gerektirmeyen bir yöntem olması çok önemli bir avantajıdır.

Doğrudan tedavi edilmek istenen bölgeye uygulanarak vücutta maksimum etkiyi yaratan mezoterapi, hücreleri yenileme, derinin sıkılaşması ve parlak bir cilde kavuşulması, saç dökülmesi ve benzeri etkileri pratik ve doğal bir yöntem olarak öne çıkmaktadır.

Dr. Michel Pistor tarafından 1952’de keşfedilen mezoterapi, kısa sürede tıp dünyası tarafından kabul görmüştür. 1987 yılına gelindiğinde ilk defa Fransız Tıp Akademisi tarafından tıbbi bir tedavi yöntemi olarak kabul görmüştür. Avrupa ülkeleri ile Kuzey ve Güney Amerika ülkelerinde hızla yayılan uygulama ülkemizde de Ankara da Dr. Tekin Yıldırım Tek Ozon Tedavi kliniğimizde hastalarımıza özel olarak mezoterapi hizmeti vermekteyiz.

Tüm dünyada son 30 yıldır kullanılan mezoterapi yöntemi ülkemizde, mikro enjeksiyon yöntemiyle cildin orta tabakasına ilaç enjekte edilmesi şeklinde gerçekleştirilmektedir. Mikro iğneler ile cilt altına ilaçların, enzimlerin, vitamin, mineral ve bitki özlerinin enjekte edilmesi ile gerçekleştirilmektedir. Bu yolla hastalara etkin bir tedavi sunulmaktadır.

Botoks ile kırışıklık ve deride ki çizgiler geçici süre yok edilir. Botoks tedavisinin etki süresi 4-6 ay civarındadır. Etki süresi kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Bu süreyi yaş ve uygulanan bölgenin durumu etkilemektedir. Hamile veya emziren bayanlar dışında hemen hemen herkes botoks işlemi yaptırabilir.

Oldukça kısa süren botoks işlemi, kazayağı, alın, boyun, kızgınlık çizgisi, kaş kaldırmak için, terlemeyi önlemek için kullanılabilir. Uygulama süresi 10-15 dakikadır. İşlem sonrası bir acı ve sızı hissedilmez. Hastalar uygulama sonrası hemen normal iş hayatına dönebilir. Botoksun uygulandığı gün spora, kuaföre veya saunaya gidilmemesi önerilir ayrıca 3 gün havuza gidilmemelidir. Aynı gün uyku pozisyonuna dikkat edilmeli yüz üstü yatılmaması gerekmektedir. Botoksun tam etkisi 5 ile 7 gün arasında tamamen görülür.

Yüz Estetiğinde Botoks

Alın, göz çevresi (kaz ayakları), kaş arası, burun yan duvarı, dudak üzerinde ince çizgiler, ağız çevresindeki kırışıklar ve boyun derisindeki kırışıklıklar ve bandlar yüz ve boyundaki mimik kasların kasılması sonucu oluşur. Kaş arası ve burun yan duvardaki çizgiler kızgın yüz ifadesi, göz çevresi ve alındaki çizgiler yaşlı ve yorgun yüz ifadesi ve ağız çevresindeki çizgiler ise üzgün bir yüz ifadesine neden olur.

Botoks yüzün bu bölgelerindeki mimik kasları geçiçi olarak kasılmasını bloke ederek yorgun, kızgın ve üzgün yüz ifadesini ortadan kaldırarak kırışıksız, daha genç, daha dinç bir yüz ifadesi elde edilir.

Botoks tedavisi yüz kasları anatomisini iyi bilen tecrübeli ve deneyimli kişilerce yapılmalıdır. Çok ince uçlu bir iğne ile kırışıklığa neden olan kasların üzerine yapılır. Ağrılı bir işlem değildir, yalnızca o bölgede hafif bir yanma ve acıma hissedilir. İşlem yapıldıktan sonra botoksun çevre kaslara dağılmaması için, o bölgenin ovuşturulmaması gerekir.

Yüzde Uygulam Alanları

Yorgun ve yaşlı ifadeye neden olan alın çizgileri
Kızgın ifadeye neden olan kaş arası çizgileri
Göz kenarı kırışıklıkları (Kaz ayakları)
Üst dudak üzerindeki ince çizgilerin düzeltilmesi
Kaş kaldırılması, kaşlarda arzu edilen pozisyona getirilmesi
Boyun derisindeki kırışıklıklar ve bandların düzeltilmesi

Aşırı Terleme Tedavisinde Botoks
El, ayak ve koltuk altı terlemeleri botoks tedavisi ile 6 aylığına ortadan kaldırılır. Öncesinde krem ile lokal olarak uyuşturulduktan sonra ter bezlerinin yoğun olduğu bölgeye yapılır.